4 Nisan 2012 Çarşamba

aşuksuz maşuğa beş bile yok.

geel zamaan git zamaan aşuk ile maşuk kopmuşlar birbirlerinden. aşuk bulmuş başka bir maşuk. maşuk bulmuş başka bir aşuk. gökten üç erik düşmüş. (elma sevmem. bi de canım şuan erik çekti). biri benim başıma. biri okuyanların başına. biri de ismini vermek istemeyene, ona işte canım, o kadarını bilmeseniz de olur...


bu mu ne? 


baktım ki dönemin modası bu. sondan başa sarmak.. bi deneyim istedim. merak ögesi uyandırmak her zaman işe yaramıştır sonuçta. 


neyse efenim fazla dağıtmadan başlıyorum...


halihazırda anladığınız üzere bir aşuğumuz bir de maşuğumuz var. ama sanıldığı gibi bildiğimiz aşuk ile maşuk değil bunlar. hani şu dans eden erkekler değil yani. başka...


aşuk ile maşuk sürekli birbiriyle itişen, laf sokmadan nefes alamayan, tek hayat gayeleri bir diğerini bozmak ve yenmek olan bir çiftimiz. o kadar farklılığa rağmen hala sebebi bulunamayan bir sebepten birbirlerini çekmişler ama o günden beri ikisi de gün yüzü görmemiş. senden benden insanlar işte. 


aşuk işinde gücünde. couch potato bi kişilik. maşuk ise delinin delisi. hem sıradan hem çok farklı. tanımlanamayan bir cisimsi.. ikisinin amacı da belli. içinde bulundukları kişiyi ele geçirmek ve kölesi yapmak. 


şaştınız di mi?


ama ben insan demedim hiç sayın okuyucu... lütfen. aşuk ile maşuk her birimizin içinde yaşayan iki kutup aslında. hem birbirlerine aşıklar -ya da biri diğerine aşık. her neyse- hem de birbirlerinden nefret ederler. her durumda içinde bulundukları bizleri kendi emelleri doğrultusunda harekete geçirmek için çırpınır dururlar. bi biri yener bir diğeri. biz de her seferinde birini seçtiğimiz anlarda bazen ufacık bazen kocaman keşkeler geçiririz aklımızdan. ama nafile... olan olmuştur.


büyüyünce olmaz bunlar. yani gerçekten büyüyünce. aşuk ile maşuk "delikanlılık" denizinden kurtulup da hikayenin başına dönünce. olmaz. 


kişi durulur...


sözler..


davranışlar...


ama malesef ben henüz o mertebede değilim. yine de hissediyorum çok az kaldı. hani böyle beş bile yok...


işte o zaman isterse aşuk ile maşuk öldürsün birbirini umrum olmayacak. tabi aşuk ile maşuğu gaza getirenlere de büyümüş bir insan gibi gözlüğümü burnuma indirip hafifçe kafamı eğerek bakıcam. ve gülmekle gülmemek arası "ahh. küçüğüm" dicem.


valla da billa da. 


beş bile yok. :)