15 Ekim 2012 Pazartesi

Martı misali süzülme vaktindeyim.

Martı misali süzülme vaktindeyim. Denizi yenercesine üstüne çıkmış kayalıklar Ben de tepesine tünemiş bakıyorum nereye uçacağıma. Bir çoğunu görüyorum mavilerde Bi çoğu vapurun peşinde köpüklerde Bir çoğu da simit derdinde... Bakındım önce tünediğim kayadan. Dinledim. Bekledim. Sonra havalandım birden. Başladım çırpmaya kanatlarımı. İlk kez uçarcasına çırptım. Maviler mora dönene kadar. Delice çırptım. Hızımı kestim sonra. Kanatlarımı hükmüme aldım tekrar. Ve gördüm. Süzülme vaktiydi artık. Gelmiştim. Süzülmenin inceliği düşünmeden ve tadını çıkarmayı bilmekti morcivertte. Ama bi'şey eksik yine. Bi kaç tüyüm koptu sanki çırpınırken. En renkli. en yumuşak tüylerim kayboldu. Peki şimdi ne olacak... Değecek mı bildiğim kayalığı terk etmeme. ya da kaybolan tüylerime...