29 Ocak 2012 Pazar

hani benim salıncağım ?

Koşarak çıkmıştım evden. Bağcıklarımı bile bağlamadan. Günlerdir bekliyordum kolay mı? Nefesim tıkanıncaya kadar koştum. Aştım önümdeki küçük tepeyi. İsmimi söyleyen, "ezgiiii nereye böylee?" diye soran teyzelere bile cevap vermedim.  Kimse durduramazdi beni. İlk ben gitmeliydim. İlk ben kapmalıydım... 


Tepeyi aşınca gördüm halbu ki. Yanında başkaları vardı. Başkaları da bilmişti ve benden önce davranmışlardı. Ama ben söylemiştim anneme. İlle sütünü içmeden çıkamazsın diye tutturmasaydı ya.. N'olurdu o domatesleri bitirmek zorunda olmasaydım. Off anne bak gördün mü sütün faydasından çok zararı varmış gördün mü?

Yine de vazgeçmemiştim. Etrafındakilere rağmen kalbim kut kut gittim yanına. O dünyada gördüğüm en güzel salıncaktı.  Bır sürüsünü görmüştüm. Kaç mahallede yeni yeni salıncaklar denemiştim ama bu başka gibiydi. Renkleri bile sanki daha önce hiç görmediğim renklerdi. Zincirleri uppuzun güpgüçlüydü. Sanki onlarla uzaya kadar uçabilirmissin gibi... 
Hiç kopmadan.



Sımsıkı sardığını hayal ederdim beni. Gözlerimi kapatıp rüzgarda saçlarımı savura savura sallanmak için deli oluyordum. Ama inmiyorlardı bi türlü mahallenin öbür çocukları. Nispet mi yapıyordu yoksa bana o serra. Uyuz serra. Gözümün içine baka baka inmiyordu salıncaktan. Çığlık çığlığa kahkahalar atıyordu. Yandaşları burak ve deniz de sallıyorlardı onu istediği gibi "daha hızlı... Daha hızlı..."


Ben yalnız gelmiştim. Beni sallayacak kimse yoktu. Ama ben yine de daha güzel sallanırdım mahallenin bütün çocuklarından. Saçlarımı bile sırf bunun için uzattığımı bı bilse annem :) ama cok seviyorum iste rüzgarın saçlarımı savunmasını. Cok...

Başkaları kaptı yine salıncağımı. Bitmeyen sıra tam bana geldi derken ben önce merhaba demek istemiştim salıncağıma. Tanıtmak istemiştim kendimi. En önemlisi iznini almak istemiştim. Ben hep haksızlık edildiğini düşünürüm salıncaklara. Pat diye oturur çocuklar. Hiç bakmadan. Konuşmadan... İşte tam merhaba derken başkası itip geçiyordu yerime. Tamam itiraf ediyorum. Biraz korkuyordum da salıncaktan. Ama hep oturana kadar sürer korkum. Sonra herkesden daha hızlı daha yükseğe sallanırım.. Ama binemiyordum işte bi türlü. Sadece izliyordum. Akşama kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım ki abim geldi beni almaya. Elinden tutarken abimin, gözüm arkadaydı. Yarın sütümü içmeden gelirsem yetişir miydim.....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder